Açıkekran’da izlediğiniz video eser, Alman sanatçı Bettina Hutschek’in Andre Malraux Modern Sanatlar Müzesi’ndeki "Lumières du Nord, Lumières du Sud / Kuzey Işıkları, Güney Işıkları" başlıklı sergide, Rus asıllı ressam Nicolas de Stael’in (1914-1955) soyut eserleri üzerine gerçekleştirdiği performanstır. “Sürpriz Ziyaret” isimli performansta, sergi izleyicilerine kendini Bilim ve Metafizik, Paranormal Aktivite Araştırma Enstitüsü için çalışan bir bilim insanı olarak tanıtan sanatçı, onlara Fransız ve Hollandalı ressamlardan etkilenmiş De Stael’in tablolalarını yorumlamakta ve bilim ile kurmaca arasında bir sanat pratiği ortaya koymaktadır.
Hutschek, performansında pentürdeki ufuk çizgisini “her şey ve hiç bir şey” olarak adlandırıyor ve De Steal’in tablosunun “duyu-ötesi algıları” açtığını söylemekte. Buna göre, tuvalde renkler ve formların titreşim halinde olduğu ve tuvalden kadınsı bir ses işitildiği ileri sürülmektedir. De Stael’in tablosunun, doğayı ve insanları birlikte titreşime sokmakta olduğu savı Hutschek’in performansının temel öğeleri arasında gözükmektedir. Hutschek buna “dönüştürücü tablo” adını vermekte ve tabloyu "aşırı duyarlılık algısı" ile ilişkilendirmektedir.Tuvalde görülen manzara, soyut bir şekilde denizi, yeri ve göğü birleştirdiğinde aynı zamanda maddenin titreşimlerini uzam ve boyutla da birleştirmektedir: Hutschek bunu "yıldızlararası seyahat" olarak yorumlar.
De Stael, bu performansta, maddi bir malzeme ve halden geçip, ışığı iyileştirici bir hale sokabilen bir sanatçı olarak sunulmaktadır; o kadar ki ağır hastalıkları bile iyileştirebilecek bir enerji, ışık ve titreşime sahiptir sanki bu tuval. İmge ve seyirci arasındaki temaşa içinde, bu ilişki iyileştirici bir kaliteye sahiptir.
Bettina Hutschek’in anlatısına göre, Nicolas de Stael, hayatının sonunda kendisini hava ile bütünleştirmiş ve maddeden sıyrılmış olarak efsane olmuştur. Daha doğrusu ortadan kaybolmuş bir sanatçıdır. Ve mezarı Fransa’da Montrouge Mezarlığı’ndadır.
Réné Char’ın yazdığı gibi, “Ölümle başa çıkmanın tek yolu var: O gelene dek sanat üretmek”.