Kakofoni / Cacophony | Ayşegül Süter, Ozan Türkkan, Candaş Şişman, Pınar Yoldaş

Kakofoni

Bilim-sanat-teknoloji alanında çalışan Ayşegül Süter, Ozan Türkkan, Candaş Şişman ve Pınar Yoldaş’ın video işlerinden oluşan “kakofoni” başlıklı sergide, gürültü ve uyumsuzlukla birlikte ortaya çıkan güncel varoluş halleri araştırılıyor.


Bugün neoliberal hegemonya, duyguların açığa çıkarılarak 
işe koşulmasıyla kontrol etmeye yöneliyor. 
Bu nedenle güncel biyo-iktidarın hedeflerinden biri de nöronlar. 
Farklı kaynak ve kanallar aracılığıyla meşgul tutulan 
ve işgal edilen nöronların işlevleri ve işlevsizlikleri... 

İşlemsel bir “bitkinlik tasarımı” 
ve aşırılıktan beslenen bir “atık ekonomi-politiği” söz konusu. 
Taklitle yayılan direniş ve mutasyon akışlarının bulaşıcı salgınları olsa da, 
bu akışlar hegemonik kontrolü sağlayanlar tarafından 
“gürültü” ve “atık” olarak değerlendiriliyor. 

“Atık” hale gelmemek, boşa harca(n)mamak 
ve hegemonik olanın gücüne sahip olmak için 
hem kontrol edilmeye rıza gösteriliyor, 
hem de kontrolü mümkün kılan aracılara dönüşülüyor. 
Kuşatan, bıktıran, yıldıran, vazgeçiren ve tüketen bir şiddetin 
tekrarlarına maruz kalmak artık bir gündelik yaşam koşulu haline geliyor.

Öte yandan gürültünün işleme sokulmasıyla “kakofoni” üretiliyor. 
Antik Yunanca’da κακός (kakos, “kötü”) ve φωνή (phonē, “ses”) 
sözcüklerinin birleşimine dayanan kakofoni, 
uyumsuzlardan ve yönetilmezlerden oluşuyor. 

Tekno-bilimsel ve sanatsal bir müdahale olarak kakofoni, 
hacklemenin, trolün, glitch’in, arızanın, yayın bozmanın 
ve hatanın başkalıklar üretimi ile karşılaşmalar yaratıyor. 

Küratör: Ebru Yetişkin
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde sosyoloji ve medya derslerini veren Ebru Yetişkin neokolonyalizmin güncel halleri ile bilim, sanat ve teknoloji ilişkileri üzerinde çalışıyor. Yetişkin, ilk küratöryal denemesini “kakofoni” kavramı ile birlikte inşa ediyor. New York Üniversitesi ve Inholland Üniversitesi’nde de misafir öğretim üyesi olarak dersler veren Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği (AICA) üyesi Yetişkin, son iki yıldır yeni medya sanatlarının nasıl okunabileceği ve yazılabileceği ile ilgili bir araştırma da yürütüyor. New York, Berlin, Londra ve İstanbul’daki önemli kurum ve etkinliklerde performans-dersler, paneller ve atölye çalışmaları düzenleyen Yetişkin, geçtiğimiz yıldan beri Amber Sanat ve Teknoloji Festivali’nin düzenleyicileri arasında yer alıyor.

Üst üste yağan mesajlar, tartışmalar, forumlar, haberler, paneller ve araştırmalarla enformasyonun sapması, anlamdan uzaklaşıp, çekici bir ortam bulanıklığı yaratılması ve bu ortamların anlamlandırılmaya çalışılması...
Asıl sorunlardan ve sorulardan bambaşka yönlere savrulmalar, flulaşmalar, yeniden kırılmalar... Alanı kaplayan renk ve ses kırılmalarının işgaline ve kuşatmalarına maruz kalan izleyicinin duyumsal deneyimi, eserin kendisini oluşturmakta. Bu ortam içinde bir işlev görme, işlev görememe ve işlevsizlik deneyimi bir şekilde rahatsız edici olmakta, izleyiciyi de sanat eserinin bir parçası haline getirmekte ve bir başka yere harekete sevk etmekte. 

Işık kaynağının, yansıtıcı bir yüzeye çarpmasıyla oluşan “renk ve ses kırıklarının nöron hareketleri”, etrafı kuşatan bulanıklığın ve karmaşıklığın performativitesine dönüşmekte. 
1982’de İstanbul’da doğan Ayşegül Süter, Boston Üniversitesi ardından New York Üniversitesi - Tisch Sanat Okulu’nda Animasyon ve Dijital Sanatlar bölümünde öğrenim gördü. Hareket, ışık, zaman ve mekân ilişkisini algı ve gerçeklik boyutlarında irdeleyen sanatçı, kişilerin duyumsal deneyimleme süreçlerine odaklanmakta. Sanatın izleyiciye de sorumluluk yüklediğine inanan sanatçı, izleyicinin gerçeklik olgusuna karşın sezgileriyle hareket etmesi gerektiği görüşünde.
Birçok farklı kanaldan akan enformasyon ve veri karşısında güncel kentli bireyin atan devreleri gerilen, patlayan ve boşalan sinirlerle iç içe geçiyor.
Edicisum imgeyi harekete koşarak beyin devrelerinin izini sürüyor. Farklı ritimlerdeki hızlar ve hareketler, ne eleştirel mesafeye ne de tefekküre olanak tanıyor. Rasyonel düşünceler yerine yalın duygu geçişleri açığa çıkıyor. 

Beyin/ekran anlamla kurulan ilişkiyi bozarak, yapıbozuma uğratarak ve yerinden ederek anlık “nöro-fizyolojik şoklar” üretiyor. Embriyon haline dönüşle birlikte izleyici, ana rahminin korunaklı plazmasının içine yerleştiriliyor, henüz düşünülmemiş ve henüz keşfedilmemiş olanla karşılaşmalar yaratılıyor. 

1985 İzmir doğumlu Candaş Şişman, İzmir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitirdikten sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi Animasyon bölümünden mezun oldu. Üniversite eğitiminin bir yılını Hollanda’da multimedya tasarım eğitimi alarak geçirdi. 2009’da arkadaşlarıyla birlikte Silo 1 oluşumunu ve 2011 yılında Deniz Kader ile birlikte NOHlab oluşumunu kurdu. 2006’dan bu yana aralarında Prix ARS Electronica Computer Animation/Film/VFX Mansiyon ödülü, Roma Viedram Video ve Ses Tasarımı Festivali en iyi ses videosu ödülü’nü aldı. Nemo Dijital Sanatlar Festivali ve Ars Elektronika festivali gibi birçok önemli festivale katıldı. Candaş Şişman en son Nerdworking ile birlikte İstanbul 2010 Kültür Başkenti kapsamında Haydarpaşa Garı’nda gerçekleştirilen 'Yekpare' projection mapping performansını ve İlhan Koman Hulda festivali kapsamında 'FLUX' isimli audiovisual enstalasyonu gerçekleştirdi. Sanatçı Türkiye'de Pgart galeri tarafından temsil edilmektedir.
Bu video çok katmanlı beyinsel “aşırı uyarılma”yı taptaze bir kültürel eleştiri ve bir estetik metodoloji olarak utanmazcasına benimsiyor.
SüperStimulus, evrimsel olarak tepki verme eğiliminin abartılı ve aşırı bir uyarılmaya dönüşmüş halidir. Bu abartılı ve aşırı uyarılmalar, Hardt ve Negri’nin ‘İmparatorluk’unun estetik işleyiş tarzı olması bakımından da toplumsal ve siyasi bir önem taşır. Yaşamın muazzam bir şekilde metalaştırılması sürecinde abartılı ve aşırı uyarılmaların tasarımı, üretimi ve dağıtımı; Arzu’nun fabrikasyonunda, tekrarlanarak kopyalanmasında ve tüketilerek yok edilmesinde hayati bir adımı oluşturmuştur. Tiqqun’un, kapitalin “antropomorfozu” dediği, yani insani bir form kazandırılması olarak adlandırdığı şey, ancak kitlelerin abartılı ve aşırı bir şekilde uyarılması ile mümkündür. 

İnterdisipliner sanatçı ve araştırmacı Pınar Yoldaş tasarım, sanat ve bilim alanlarında faaliyet göstermektedir. 2013 senesinde Transmediale Villem Flusser Artistic Research Residency ödülünü kazanan sanatçı, yine aynı sene Amerikan bilim enstitüsü National Evolutionary Synthesis Center tarafından evrim bilimi ve sanatı biraraya getiren eserleri için ödüllendirilmiştir. VCCA, MacDowell Colony, UCross gibi Amerika’nın prestijli sanatçı kolonilerine kabul edilen Yoldaş, Avrupada ve Amerika’da pek çok sergiye katılmış ve işleri hakkında konuşmalar vermiştir. Türkiye’de İzmir Fen Lisesi, ODTÜ Mimarlık, Bilgi Üniversitesi ve İTÜ’den diploma sahibi sanatçı Amerika’da University of California Los Angeles’ta burslu olarak yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. İlk kişisel sergisini 5 yaşında açan ve TÜBİTAK Bilim Olimpiyatları’nda bronz madalya sahibi olan Yoldaş, halen Duke Üniversitesi’nde sanat ve nörobilim alanında doktora çalışmalarını sürdürmektedir.
Bipolar Fraktal, bipolar zihin durumlarının hareketli imge soyutlamasıdır.
Mani ve depresyon deneyiminin alçalıp yükselen episodları, Rutt-Ettra tarzında sentezlenmiş fraktal formlar, ses frekanslarının geometrik mutasyonları ve dinamik hareketler aracılığıyla işleme sokulmuştur. 

Bipolar fraktal, sapan sinyallerin istikrarsızlaştırıcı anları nasıl imlediğini çalışır. Bu “hata” veren haller, tam da onu yakalayan, dışlayan ve defeden sistemin nasıl işlediğini açığa çıkarır. 

Brüksel ve İstanbul’da yaşayan yeni medya sanatçısı Ozan Türkkan Tekirdağ’da doğdu. Uzun yıllar boyunca özellikle Avrupa, Amerika ve İstanbul'da multimedya ve dijital sanat alanında çalıştı. Dijital alana ilk adımlarını atmadan önce İstanbul, Philadelphia ve Salamanca'da farklı sanat disiplinleri üzerine eğitim aldı. Daha sonra Barselona’da BAU, Escola Superior de Disseny'de Multimedya masterı yaptı ve uzun yıllar aynı şehirde yaşadı ve bu alanda çalıştı. Türkkan’ın genel ilgi alanında deneysel dijital sanat olup, çalışmaları özellikle görsel karmaşıklık, jeneratif sanat, algoritmik sanat, fraktal geometri, deneysel video ve enstalasyonlar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bilim ve sanat arasındaki bağları keşfetmeyi seven sanatçı, doğanın algoritması, evrenin dinamik fraktal yapısı, çok boyutluluk, düzen ve düzensizlik gibi konular temelinde, güncel bilgisayar araçları ve farklı yazılım dillerini kullanarak daha çok Fraktal Geometri odaklı hareketli ve hareketsiz imajlar üretiyor, interaktif enstalasyonlar geliştiriyor.

Broşür ön yüz için tıklayınız.
Broşür arka yüz için tıklayınız.